Anksiyete bozukluğu… Kaygı ve endişenin çok yoğun olarak hissedildiği ve kişinin yaşam kalitesini düşüren, günlük hayatında, iş hayatında ve sosyal hayatında olumsuzluklara yol açan bir rahatsızlıktır. Onlar sürekli tedirgin, kötü bir şey olacak endişesiyle yaşayan ve huzursuzluğunu bastıramayan kişilerdir. Yakınlarınızdan birinde anksiyete bozukluğu varsa onu anlayışla karşılamanızı ve destek olmanızı öneriyoruz. Hayatları zaten yeterince zorken birde yakınlarından bu rahatsızlıklarıyla ilgili eleştiri almak onları çok daha üzecek ve yoracaktır. Sonuçta bu bir rahatsızlık ve o da bu durumda olmayı istemezdi.
Anksiyete bozukluğu olan birine destek olmak amacıyla söylenen ancak onlarda tam tersi etki yapan konular vardır. Bunlar onu derinden etkileyerek sizden uzaklaşmasını sağlar. Oysa ki desteğe ve yakınlarına ihtiyaçları vardır.
Tabi ki kimse zarar vermek niyetiyle konuşmaz. Ama onların iç dünyası farklıdır. Sizin için normal olan bir şey onlar için yaralayıcı olabilmektedir. Gelin birlikte anksiyete bozukluğu olan kişilere söylenmemesi gereken cümlelere bir bakalım…
“Mutlu olmalısın.” Mutsuz olan anksiyete bozukluğu olan kişi bu cümleyi duyduğunda anlaşılmadığını ya da sorununun ciddiye alınmadığını düşünecektir. Ne alaka demeyin. O mutsuz olmayı seçmemiştir. Mutsuzluk hissetmek onun tercihi değildir. Onun rahatsızlığı ona bu şekilde hissettirmektedir. Ve siz mutlu olmalısın dediğinizde onu anlamadığınızı düşünecektir. Evet onun mutlu olmak için çok nedeni var fakat mutsuz hissetmesini sağlayan iç karmaşıklığı da var. Siz ona destek olmak istiyorsanız “Daha iyi hissetmen için yapabileceğim bir şey var mı?” derseniz ona güven ve önemsenme hissettirmiş olursunuz.
“Niye endişeleniyorsun ki?” onun cevap veremeyeceği bir sorudur. Onun cevabını veremeyeceği bir şeyi sorarak bu hisse kapılmaya hakkı olmadığını söylemiş oluyorsunuz. O bu şekilde endişelenmekten zaten oldukça rahatsız. Elinde olsa böyle hissetmezdi. Bunun yerine ona “Daha az stresli hissetmen için nasıl yardımcı olabilirim?” dediğinizde ona güven duygusu vermenin yanı sıra onun iç yorgunluğunu gidermiş olursunuz. Onu anladığınızı ve yardımcı olmaya çalıştığınızı düşünecektir.
“Çok daha ciddi problemleri olan insanlar var.” Evet var. Bunu o da biliyor. Ve bu cümleyi duyduğunda suçluluk hissediyor. Neden böyleyim diye kendini yiyip bitiriyor. Onun problemleri sizin için çok küçük olabilir ama inanın onun için çok büyük. Bu yüzden onun problemlerini dinleyin ve üzüldüğünüzü söyleyin. “Konuşmak istersen seni dinleyebilir, üzüntünü gidermeye yardımcı olmak isterim “ deyin.
“Her şey kafanın içinde aslında” Bunu o da biliyor. Ama kafasında ki bu düşünceleri kontrol altında tutmasını beklemek yanlış bir tutum olacaktır. O da isterdi kafasının içindeki kurguları düşünmemeyi ya da takmamayı ama olmuyor işte. Bu şekilde bir söylem sizden uzaklaşmasına neden olacaktır. Bunun yerine “Hadi bir şeyler yapıp eğlenelim ” derseniz rahatlayacak ve umutlanacaktır. Bu da onun en büyük ihtiyacıdır.
“Her şey yoluna girecek” Onun iç huzursuzluğu ve beyninde ki olumsuz düşünceler ona bunun tam tersini hissettirecektir. Ve bu söylediğinizin onu avutmak için olduğunu düşünecektir. Bunun yerine ona güven verecek bir cümle biraz olsun umutlanmasını sağlayacaktır. Ona, onun yanında olduğunuzu ve onun için elinizden geleni yapacağınızı söyleyin.
“Hayatta minnettar olacağın birçok şey var” Bu cümle anksiyete bozukluğu olan kişiye suçluluk duygusu hissettirecektir. Minnettar olmadığı için kendini yetersiz ve aciz hissedecektir. Onun kendine değer verildiğini hissetmesi ona güven verecektir. Siz ona minnettar olduğunuzu sık sık dile getirirseniz o kendini değer verilen biri olarak hisseder ve kendine güveni artar.
Comments